Hayata Uyanmak: Waking Life

Bir rüya hastasına sorulacak en tehlikeli soru: Uyanıkken mi uyur-gezer haldeyiz, yoksa rüyadayken mi uyanık-gezer haldeyiz? Bu lanet sorunun cevabını belki bu asırda falan bulamayacaksın; ama düşünürken sana eşlik edecek harika bir film biliyorum: Waking Life


Film, dijital kamerayla çekilmiş, daha sonra bu görüntüler animasyon haline getirilmiş. Elimizde sulu boyadan fırlayan gerçekçi insan figürleri var. Görüntüler, filmin konusu ve kurgusuyla çok uyumlu; bilinç akışını çok iyi temsil ediyor. Film, lucid rüya deneyimi yaşayan bir gencin gerçek dünyayla rüyalar arasındaki çizgiyi bulmaya çalışmasını anlatıyor. Gerçeklik, uyku, rüyalar gibi konuların üzerinde durup karşısına çıkan çeşitli insanlarla felsefi konuşmalar yapıyor. Bize yakın ya da uzak, pek çok görüşü ve deneyimi dinliyoruz film boyunca; hayatın anlamını, kadın-erkek ilişkilerini, politikayı ve lucid rüya deneyimini enine boyuna tartışıyoruz.

Filmde esas meselemiz gerçeklik ve rüyalar; ancak bunların da temelinde yatan tanrı inancı ve dinler olduğundan bu noktaların da özellikle üzerinde duruluyor. Hani böyle rakı sofrasında ya da herhangi başka bir şekilde kafanız güzelken birbirinize sorduğunuz varoluşsal sorular var ya; işte o sorulara Waking Life'ta yanıt bulabilir, ya da en azından, bunları düşünen bir ben değilmişim, diyerek içini rahatlatabilirsin.

Filmin yönetmeni, daha çok "diyalog" üzerine filmler çeken Richard Linklater. Her zaman dediğim gibi, benim için filmlerde mekân ve zamandan çok konuşmalar ve bunların içeriği önemli. Bu filmde de beynini yakacak kadar fazla konuşma var. Biraz da belgesel tadında bir film izleyeceksin; çünkü filmin oyuncuları arasında bu işe zamanını harcayan bilim adamları da var. Ayrıca bu film, felsefe okuyan Linklater'ın doktora teziymiş. Böyle bir tez hazırlayabileceğimi bilsem kendimi akademiye salıverirdim.

Şimdi lucid dedim diye bir Inception heyecanı bekleme; bu, dediğim gibi macerası bol değil, çenesi düşük bir film. O yüzden zihnin açıkken, mümkünse sabah uyanınca, öncesinde ya da sonrasında yaptığın/yapacağın işleri düşünmeden, durdura durdura, düşüne düşüne izle ki, adamın emekleri boşa çıkmasın. Zira o metni yazmak kolay değildir.

Düşünmeden yaşayan insanlığa, manidar bir hediye gibisin.

Hiç yorum yok:

Bana Yaz

Ad

E-posta *

Mesaj *